Sayfalar

4 Ağustos 2012 Cumartesi

KİRAZ MEYVE TUTUMU PROBLEMLERİ


Kirazlarda  çiçek yapısı ve döllenme: ÇÖZÜM DNGL VE AMİNOSİT MUHTEŞEM ÜÇLÜ DE VEDORR 5.15.0 BZN : Sap Kısmını kalınlaştırırak uzatır. Silkmeyi önler, Çiçeklendirmeyi arttırır. Meyve tutumunu arttırır.Arıları cezbedicidir. Tarım Kredi Kooperatifleri ve bayilerden temin edebilirsiniz.Aşağıdaki bilgilerin yanısıra Sarı Kiraz veya vişnelerden çiçek zamanı aynı döneme denk gelmesi şartıyla 1 dal kopartın. Turbonun arkasına bağlayın. Sürün. Tutumu arttırmak için yapılan bir yöntem. denemekte fayda var. tozlaşmanın artması, polen çimlenmesinin artışı için DORR 5.15.0 BZN  ve DNGL-AMİNOSİT ÜRÜNLERİNİ KULLANINIZ. YANINA BİRAZDA POTAS KOYUNUZ.  BOR VE ÇİNKO KULLANIMI TOMURCUKLAR KABARDIĞINDA VE PEMBE GÖZ DÖNEMİNDE 2 UYGULAMA ÇİÇEK DÖKÜMLERİNİN VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR. IN AZALDIĞINI GÖZLEMLEYECEKSİNİZ. ARAYINIZ : 0.533.968 89 68 AHMET METİN

Kirazlar,  tozlanmanın arılarla olduğu entomofil bitkilerden olup, hermafrodit çiçek yapısına sahiptirler. Her bir çiçekte 5 adet çanak, 5 adet taç yaprak, 1 adet dişi organ ve 30–40 adet arasında değişen erkek organ ve taç yaprakların dip kısımlarında nektar bezleri bulunmaktadır. Kirazların meyve gözlerinde birden fazla çiçek tomurcuğu vardır. Kirazlar saf çiçek tomurcuğu yapısına sahip olup, bir gözdeki çiçek sayıları 6’ya kadar çıkar ve göz açıldığında demet şeklini alır. Çiçekler 2–4’ lü spurlarda veya uzun sürgünlerin alt kısımlarında bulunurTozlaşma olayı kısaca, çiçek tozunun erkek organlardan dişicik tepesine taşınmasıdır. Bu taşınma genellikle rüzgârla veya böceklerle, sınırlı olarak da değişik yöntemlerle meydana gelmektedir. Başarılı bir tozlaşma ve döllenme için fonksiyonel dişicik tepesinde çiçek tozunun çimlenmesi ve bunu takiben dişicik borusu içerisinde engellenmeden yumurtalıktaki embriyo kesesine kadar ulaşması şarttır.  Dişicik tepsi üzerinde çiçeklenme sırasında yapışkan  bir sıvı salgılanmakta ve bu yüzden nemli ve parlak görünmektedir. Çiçek tozu çimlenmesinde ilk adım çiçek tozunun dişicik tepesinin nemli yüzeyinden sıvı alarak genişlemesi ve çim porlarına doğru bir çıkıntı oluşturmasıdır. Çiçek tozunun dişicik tepesinde çimlenmesi, tozlanmadan hemen sonra meydana gelmektedir. Tozlayıcı böcek, bal arıları veya rüzgar yardımıyla dişicik tepesine ulaşan çiçek tozları buradaki nemli madde üzerinde tutunarak turgorla şişmeye ve çimlenmeye başlamakta ve tıpkı bir tohumun toprakta çimlenmesi gibi bir tüp şeklinde çıkıntı oluşturmaktadır. Bu yolla oluşan küçük tüpsü yapılar,  salgıladığı enzimlerle dişicik tepesindeki kitinsi yapıyı parçalayarak dişicik borusu içerisinde aşağıya doğru tohum taslağına ulaşmasıyla döllenme gerçekleşmektedir. tohum taslağına ulaşmasıyla döllenme gerçekleşmektedir.  Çiçek tozu tüpü, dişicik borusu içerisinde oldukça süratli büyür ve döllenme, her ne kadar sıcaklık ve diğer faktörlere bağlı olarak değişirse de, 1-2 günlük zaman içerisinde gerçekleşir. Uygun şartlar altında kirazlarda tozlanma ile döllenme arasında 9-120 saatlik bir süre geçmektedir. Çiçek tozu tüpü dişicik borusu içerisindeki büyümesi durduğunda yada çiçek tozu tüpünün tohum taslağına ulaşmadığı durumlarda döllenme gerçekleşmediğinden çiçeklenmenin hemen sonrasında kirazlarda yoğun bir meyve dökümüyle karşılaşılmaktadır.  Uygun şartlar altında kirazlarda tozlanma ile döllenme arasında 9-120 saatlik bir süre geçmektedir. Kirazlarda kendine uyuşmazlık nedeniyle başka bir çeşidin çiçek tozlarına ihtiyaç duyulmaktadır.
Döllenme olayında bor elementini rolü yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur. Birçok araştırmaya  göre  bor, bitki bünyesinde karbonhidrat ve protein metabolizmasında, hücre zarı, doku farklılaşmasında, oksin ve fenol metabolizmasında, membran permeabilitesinde, kök uzaması, nükleik asit, protein ve İndol Asetik Asit (IAA) metabolizması üzerinde çiçek tozu çimlenmesinde ve çiçek tozu çim borusu büyümesinde, sekerlerin taşınmasında, hücre duvarı yapısında, yaprağın uzama ve genişlemesinde, karbonhidrat, RNA ve IAA metabolizmalarında, solunum ve  transpirasyonu düzenlenmesinde, virüs ve fungal hastalıklara karsı olduğu  kadar böcek zararlarına karsı da dayanıklılık kazanmalarında önemli rol oynamaktadır. Borun bitkiler üzerindeki bu etkileri, elementin ortamdan çekildiği çalışmalarla ortaya konmuştur.
Meyve ağaçlarında, çiçek ve meyve gibi üreme organlarının bor kapsamı vejejatif organlara göre çok daha yüksektir.  Meyve ağaçlarından bol ürün alınması, ekolojik koşulların uygun ve yetiştiricilik tekniklerin doğru yapılmasının yanı sıra, açan çiçeklerde de meyve tutumunun fazla olmasına bağlı olduğundan generatif organların bor kapsamlarının belirli sınırlar arasında tutulmasını önemlidir. Bor elementi fotosentez sonucu oluşan şekerlerle birleşerek hücre dışına taşınmaktadır. Çalışmalar borun bazı meyve türlerinde sorbitol ve mannitol gibi alkollerle kompleks yaparak floem yoluyla taşındığını ortaya koymuştur. Bu nedenle yapraktan uygulanan bor floem yoluyla bazı meyve türlerinde kolayca egecin farklı organlarına taşınabilmektedir. Borun generatif organlarda gerekli düzeyde bulunması meyve tutumu ve çiçek tomurcuğu oluşumu açısından gereklidir. Aynı zamanda B noksanlığı belirtisi görülmeyen meyve ağaçlarında dahi yapraktan B uygulamasının badem, zeytin, elma, visne gibi çeşitli meyve türlerinde meyve verimini arttırdığı saptanmıştır. Bor meyve ağaçlarında sonbahardan itibaren  kabuk kısmından (floem) ilerleyerek tomurcuklara yakın odun dokularında birikmekte, tomurcukların kabarmaya başladığı dönemde hızla tomurcuklara  taşınarak  dişicik tepesi ve dişicik borusunda birikmektedir. Bu taşınma borun mannitol ve sorbitol gibi şeker alkolleri ile ester bağ oluşturmasıyla gerçekleşmektedir. Kirazlarda borun taşınması mannitol ile olmakta, bor çiçek tozlarının çimlenme gücüne ve dişicik borusu içerinde büyümesine etki ederken mannitol dişicik tepesinin  nemli kalmasını sağlamaktadır. Yapılan araştırmalar sadece döllenme aşamasında değil genç meyvelerde yüksek meyve tutumu için Bor miktarının gerekli düzeyde olması gerektiğini ve uygun bor düzeyinin toprak uygulamalarından daha çok  yaprak uygulamalarıyla sağlanabileceğini ortaya koymuştur.
Kirazda döllenme biyolojisi karmaşık bir olay olup birçok faktörün etkisi altında bulunmaktadır. Başta 0900 ziraat olmak üzere birçok kiraz çeşidinin kendine uyuşmaz olması, grup uyuşmazlığı göstermesi döllenme biyolojisi ve döllenmeye etki eden faktörlerin bilinmesini, meyve tutumu, verim ve meyve kalitesi açısından bazı dışsal uygulamaların yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Çiçeklenme ve döllenme biyolojisi, meyve tutumu üzerine etki eden faktörler aşağıda verilmiştir.

İklimsel faktörler

Kirazlarda ikiz meyve oluşumu çiçek tomurcuklarındaki morfolojik ayrım aşamasında çift pistil oluşumu nedeniyle  meydana gelmektedir.  Kirazlarda meyve tomurcukları Temmuz ayında oluşmaya başlamaktadır. Meyve tomurcuklarındaki  morfolojik ayrım aşamasında  havaların sıcak geçmesi  çift pistil teşekkülünü arttırmaktadır. Çift pistil oluşumu genellikle sıcak yaz koşullarından kaynaklansa da Early burlat’de olduğu gibi çift pistil oluşumu çeşit özelliği de olabilmektedir.  Çift pistilli çiçekler, birbirine bitişik yapıda ve ikiz meyve olarak adlandırılan anormal yapılı pazar değeri düşük meyveler olması nedeniyle kaliteyi olumsuz yönde etkilemektedir.Hasat dönemi oluşan yüksek sıcaklıklar ise meyvenin hızla olgunlaşmasını sağlıyarak kaliteyi olumsuz yönde etkilemektedir.

Ilıman iklim meyve türlerinden olan kirazlar, kış dinlenme döneminde soğuklara dayanıklı bir meyve türü olmasına karşın ilkbahar’da çiçeklenme zamanı meydana gelen geç donlar düşük sıcaklık zararlanmalarından oldukça fazla etkilenmektedir. Kirazların çiçek tomurcukları –2ºC, -4ºC’ ye dayanabildiği halde, açmış kiraz çiçekleri –2ºC ’de donmaktadır. Kirazların odunsu kısımları ise kış dinlenme döneminde –40ºC’ ye kadar dayanabilir.

Çiçeklenme döneminde düşük nispi nem ve yüksek sıcaklık anterlerin (erkek organ) olgunlaşmasını, patlayıp çiçek tozlarının çevreye yayılmasını teşvik etmektedir. Tam çiçeklenme dönemindeki şiddetli yağışlar çiçek tozlarını yıkayarak, tozlanmayı doğrudan engellediği gibi yağışlı, sisli ve sıcaklığın düşük olduğu havalar arıların faaliyetlerini, dolayısıyla tozlanmayı, buna bağlı olarak da döllenme ve meyve tutumunu olumsuz etkilemektedir. Çiçeklenme döneminde arıların uçuş periyotları boyunca, yağış miktarının düşük, hava sıcaklığının yüksek, rüzgarsız ve açık havalar arı faaliyeti için uygundur. Bu dönemdeki arı  aktivitesinin en fazla sabah 10:00 ile akşam 16:00 saatleri arasında olduğu görülmüştür. Ayrıca 12 ºC’ nin altında arılar neredeyse hiç faaliyet göstermezken, 13–20 ºC arasındaki sıcaklık derecelerinde ise arı aktiviteleri en üst seviyededir. Kirazlarda tozlama yapmak için ağaçları ziyaret eden böceklerin % 97’sinin bal arıları olduğu bilinmektedir. Kiraz ve vişnelerde özellikle bal arılarıyla meydana gelen tozlanmaya çiçeklenme dönemindeki olumsuz hava şartları dışında, kirazla aynı zamanda çiçek açan yabani hardal  gibi sarı ve beyaz çiçekli diğer bitkiler böcek aktivitesi yönünden rekabet meydana getirmesi sebebiyle olumsuz etki yapar. Bu nedenle bahçe içerisinde ve dışında özellikle çiçekli yabancı otların kontrolü önemlidir. Bal arıları beyaz ve sarı çiçekleri öncelikle tercih etmektedir.
Çiçeklenme dönemindeki yağışlar, tozlanma ve döllenmeyi olumsuz etkilemesinin yanında Monilia spp. gibi fungal hastalıkların artmasına da neden olmaktadır. Ayrıca meyvelerin olgunlaşması sırasında yağan yağmurlar meyvelerin çatlamasına yol açarak pazar değerini düşürmektedir. Çatlamaya karsı dayanım çeşitlere göre değişir. Çatlama kabukları elastiki olmayan çeşitlerde fazla su absorbsiyonu sonunda meydana gelmektedir. Absorbsiyon hızı az ve kabuğu elastiki olan çeşitlerde bu olay ya hiç olmamakta veya nispeten az olmaktadır. Bu nedenlerle olgunlaşma sırasında sık sık yağış alan yerlerde çatlamayan çeşitlerin seçilmesi tavsiye edilmektedir. Meyve çatlaması, sert etli kirazlarda daha fazla görülür. Sert etlilikle yağmurdan dolayı meyve çatlamasına dayanıklılık arasında doğrusal bir orantı olduğu ve sert etli kirazların kendi aralarında da dayanıklılık yönünden farklılıklar gösterdiği bilinmektedir. Lambert kirazı ise daha meyvesi yeşilken bile çatlama eğilimi gösterir.  Olgunlaşma döneminde osmatik proktektanların kullanılması çatlama oranını azaltmaktadır. Glycine betaine, mannitol gibi osmoproktektanların kirazda çatlamayı azaltığı, gibberellic asit uygulamalarının ise çatlamayı teşvik ettiği ortaya konmuştur.  Çatlamanın azaltılması için K/ca oranı da son derece önemlidir.  Kalsiyum uygulamalarının meyve büyüme döneminde yapılması  hücre  çeperinin elastik yapısının giderilmesi açısından önem taşırken sarı olum dönemindeki kendisi de bir ozmoprotektan olan potasyum uygulamaları önem taşımaktadır.

İlkbaharda çiçeklenme döneminde havaların serin geçmesi, birçok meyve türünde olduğu gibi kiraz çiçeklerinde de döllenmede aksaklıklara yol açmakta ve bunda düşük sıcaklıkların çiçek tozu çimlenmesi için yeterli olmamasında rol oynamaktadır.
Kirazlarda kış dinlenme isteklerinin yeterince karşılanmaması durumunda döllenme yönünden sorunlar oluşmaktadır. Ilık geçen kışlardan sonra, düşük soğuklama ihtiyacı gösteren çeşitlerin, yüksek soğuklama ihtiyacı gösteren çeşitlerden daha erken çiçeklenme göstereceği, dolayısıyla bu iki çeşidin birbirini tozlayıp dölleyemeyecekleri tespit edilmiştir. Tozlanma ile döllenme arasındaki süre kirazlarda 2-4 gündür.  Bu nedenle kiraz çeşitlerinin çiçeklenme sürelerinin ayni zamanda olması büyük ölçüde soğuklanma  ihtiyaçlarının karşılanmasına  bağlıdır.
Çiçek Tozu Canlılık ve Çimlenme Oranları;

Bitkilerde çiçek tozlarının canlılık ve çimlenme yeteneklerinin yüksek olması, döllenme ve dolayısıyla meyve tutumunun başarılı bir şekilde sonuçlanmasında büyük önem taşımaktadır . Yapılan çalışmalarda, çiçek tozu borusunun dişicik borusu içersinde gelişimine; çiçek tozu canlılık oranları ve çimlenme yetenekleri, ortam sıcaklığı, ortam nemi, pH derecesi, çiçeğin olgunluk derecesi, beslenme koşulları ve ana çeşit ile tozlayıcı arasındaki uyuşma düzeylerinin etkili olduğu belirtilmektedir.  Çiçeklenme döneminde düşük ve yüksek sıcaklıkların çiçek tozlarının canlılığını önemli ölçüde azalttığını, ayrıca çok sıcak ve kuru havaların, kuru rüzgârların dişicik tepesini kurutarak çiçek tozlarının çimlenmesini önleyebildikleri gibi çiçek tozu borusu büyümesini de olumsuz şekilde etkileyebildiklerini belirtmiştir. İyi bir çiçek tozu çimlenmesi ve çiçek tozu çim borusu büyümesi için ise ortam sıcaklığının 12–25 ºC, nispi nemin ise % 60–80 dolaylarında olması gerektiği belirtilmektedir. Bitkilerde çiçek tozlarının sağlıklı gelişmesi, canlılık ve çimlenme yeteneklerinin yüksek olmasının, döllenme olayının başarılı bir şekilde sonuçlanmasında büyük önemi vardır. Bir çeşidin çiçeklerinde üretilen toplam çiçek tozu miktarı yanında, morfolojik yönden normal gelişmiş çiçek tozu miktarının yüksek olmasının da önem taşımaktadır.  Morfolojik homojen olmayan, yani çeşide özgü irilik ve şekil özelliklerinden sapmalar gösteren çiçek tozlarının çimlenme olasılığının da düşük olmaktadır.

Tozlayıcı Çeşitlerin Meyve Tutumu Üzerine Etkileri;

Ekonomik bir kiraz yetiştiriciliği için 100 çiçeğin en az 25-40’ı meyveye dönüşmelidir. %25–40 meyve tutumu olursa iyi ve %40’dan fazla olursa çok iyi olarak kabul edilmektedir. Uygun koşullarda meyve tutum oranının %70-80’i bile geçebileceği belirtilmektedir. Ancak bu oran 0900 ziraat gibi kendine uyuşmazlık gösteren çeşitlerde % 5 ila % 10 arasında yıllara göre değişiklik göstermekte, bazı yıllar % 1’e kadar düşebilmektedir. Kiraz ağaçlarında yeterli miktarda tam teşekküllü çiçekler meydana gelse bile, ilkbaharın geç donları, seksüel uyuşmazlık, yeterli miktarda tozlayıcı çeşidin bulunmaması, tozlayıcı aktivitesindeki aksaklıklar ve çeşitli stres şartları yeterli ürün alınmasını engellemektedir.  0900 ziraat çeşidine uygun dölleyicilerin belirlenmesine yönelik ülkemizde çok sayıda araştırma yapılmıştır. Bilinen yabancı ve mahalli çeşitlerle yapılan bu çalışmalarda  Starks Gold, Merton Late, Lambert, Van, Larian, Sapı kısa, Kırdar, Gılli  gibi çeşitlerin uygun tozlayıcılar  olduğu belirlenmiştir. Son yıllarda Starks Gold (Sarı Kiraz) en yaygın tozlayıcı çeşit olarak kullanılmaktadır. Ancak 0900 ziraat tipleri ve tozlayıcı çeşitlerin çiçek açma zamanlarına göre meyve tutum oranları yıldan yıla değişiklik gösterebilmektedir.  Çiçek açma zamanlarındaki uyum ve uygun iklimsel koşullar meyve tutumunu belirleyen ana unsur olduğundan bahçe tesisi yapılırken  tek tozlayıcı çeşit yerine, birden fazla tozlayıcı çeşit bulundurulması gerekmektedir.
Çiçek ve Meyve dökümleri;

Kiraz ağaçlarında meyve dökümleri sık karşılaşılan bir durumdur. Döllenme ve fizyolojik olarak meydan gelen meyve dökümleri verimi doğrudan etkilemektedir.  0900 ziraat gibi kendine kısır çeşitlerde döllenmenin seyri çiçek ve küçük meyve dökümleri acısından önem taşımaktadır. Kirazlarda çiçeklenme bitiminden sonra yaşanan küçük meyve  dökümlerinin yanı sıra, meyve büyüme döneminde oluşan stres koşulları nedeniyle hormon metobolizmasındaki değişimler, bitki besin maddeleri eksikliği de dökümlere neden olabilmektedir.  Bitkisel hormonların meyve tutumu ve meyve büyümesi üzerindeki etkileri bilinmekte ve değişik meyve türlerinde yaygın şekilde kullanılmaktadır.   Çiçekler olgunluğa ulaştığında bünyesel oksinin minimum seviyeye inmesi, çiçeğin meyve tutumu yönünde gelişmeye başlaması için ikinci bir uyartıya gereksinimi doğurmaktadır. Partenokarp meyveler dışında, tüm tohumlu meyvelerde bu uyartının çiçek tozları sayesinde gerçekleştiği bilinmektedir. Çiçektozlarının tepecik ve dişicik borusu ile karşılıklı ilişkilerine bağlı olarak meydana gelen uyartı, yumurtalık çeperinde genellikle hücre uzaması şeklinde büyüme artışı sağlar. Çiçektozlarının bu uyartıyı oluşturmadaki etkileri, ihtiva ettikleri aktif uyarıcı maddeler yolu ile olduğu gibi, taşıdıkları bazı enzimlerin dişicik borusunda bağlı veya inaktif formdaki oksinlerin aktif hale geçirilmesi ile de olmaktadır. Çiçeklerdeki inaktif formdaki bu oksinler, değişik fizyolojik nedenlerle, örneğin çiçek tozu uyartısının olmaması ile aktivite kazanamaz ise, çiçek sapında döküm tabakasının oluşumu devam ederek çiçek dökümü gerçekleşir. Bu konuda ilk akla gelen, dişicik borusunun ihtiva edebileceği bazı engelleyici maddelerdir. Çiçek tozu borusunun gelişmesini önleyen bu maddelere dişi organ homojenatları adı verilmiştir.
Meyve büyüme döneminde stres koşullarının oluşması durumunda bitki bünyesinde artan Katalaz enzim aktivitesi ABA ve Etilen gibi yaşlılık hormonlarını sentezini artırmakta, özellikle etilen artışı meyve sapındaki döküm tabakasının oluşumuna neden olması sonucu meyve dökümleri gerçekleşmektedir. Meyveler yalancı olgunluk göstermekte, buruşmakta ve bir süre sonra dökülmektedir.  Meyveler,  hücre bölünmesi ve hücre büyümesi olmak üzere iki dönemden sonra olgunluğa ulaşmaktadır.  Bu dönemlerde özellikle iklimsel faktörlerin etkisi oluşan stres koşullarının etkilerini azaltmak, hücre bölünmesini ve hücre uzamasını teşvik ederek  meyve kalitesine yükseltmek için  hormon uygulamaları kiraz bahçelerinde önemlidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder