Sayfalar

8 Ağustos 2012 Çarşamba

ZEYTİN BAĞININ BAKIMI (aylara göre) Tarfen.com

 

ZEYTİN BAĞININ BAKIMI (aylara göre)

(Stopper-Aminostar ile Çiçeklendirin Meyve tutumunuz artsın. Var yılı yok yılına son verin
Fenoleaf 181818 ile daneleriniz büyüsün
Fenomax 4.0.30+%8 fe ile ürününüz dolgun olsun. Erken kararsın. Erken hasat yapın
1. AYLARA GÖRE ZEYTİN BAKIM İŞLERİ
1.1. Ocak-Şubat Aylarında Yapılması Gereken Bakım işleri
Toplanması tamamlanmamış zeytin bahçelerinde toplama işine devam edilir.
Bu aylarda, havanın ve toprağın müsait olduğu bir dönemde, toprağın
derince sürülmesinin yararı çoktur. Bu sürme işlemi, ilerideki
ilkbahar yağmurlarının toprağa daha iyi işlemesini sağlayacağı gibi
yabani otlarda toprağa gömülmüş olur. Aynı zamanda topraktaki haşere
yumurtaları da imha edilmiş olur. Bu dönemde Orgasol Leonardit te dönüme 2 torba gelecek şekilde ağaçların taç iz düşümüne karıştırılması topraktaki organik maddeyi yükseltecek atılan taban gübrelerin alımı daha kolay olacaktır. Ayrıca toprağın yapısı havalanmış olacak.Verim artışı sağlanacaktır.

Derin sürümden sonraki toprak işlemelerinde toprağı sadece diskaro ile
işlemek veya kazayağı çekmek yeterli olacaktır.

Gübreleme yapmadan önce arazinin toprak yapısının ve terkibinin
bilinmesinin çok büyük yararı vardır.

           Bu amaçla zeytin bahçesinin çeşitli yerlerinden usulüne
göre alınan toprak numuneleri analiz ettirilmeli ve bu analiz
neticesinde önerilen miktar ve çeşitlerinde gübre verilmelidir. Aksi
halde bilinçsizce yapılan suni gübreleme ile toprağa ihtiyacı olmayan
elementlerin verilmesi neticesinde gereksiz gübreleme yapılmış
olacaktır. Bu durum hem zaman kaybı, hem de ekonomik zarar verecektir.
Ayrıca gereksiz ve fazladan toprağa verilen bu elementler, diğer bitki
besin maddelerinin de zeytin ağacı tarafından kullanımını
engellemektedir. Bitki besin maddelerinin tam ve eksiksiz olarak
verilmesi için diğer önemli bir tahlil de yaprak tahlilidir. Bu tahlil
neticesinde ise zeytin ağacının hangi elemente ihtiyaç duyduğu daha
teferruatlı ve sağlıklı tespit edilmiş olur. Gerek toprak analizi
gerekse yaprak analizinin mutlak suretle yaptırılması ve bu analizler
neticesine göre gübre verilmesi hem ekonomik yönden hem de ağaçların
sağlıklı gelişmesi yönünden faydalı ve zaruridir. Karakoşnile karşı
kış ilaçlaması yapılabilir.

1.2. Mart-Nisan Aylarında Yapılması Gereken Bakım işleri
Mart-Nisan aylarında yapılacak işler; budama, gübreleme, ilaçlama ve
toprak işlemedir. Bu işlerin en önemlisi budamadır.

Zeytinlerde budama, hasat zamanından itibaren baharda sürgün
büyümesine kadar geçen sürede yapılabilir. Ancak erken budama,
ağaçların erken uyanmasına neden olacağından önerilmez. Bu durum
Marmara Bölgesi gibi kış ve ilkbahar donlarının zeytinlere önemli
zararlar verdiği yerlerde daha da önemlidir.

Budamanın, ağaçlarda uyanmanın başlamasından sonra yapılması da uygun
değildir. Çünkü bu dönemde ağaçta depolanmış yedek besin maddelerinden
bir kısmı sürgün faaliyeti için harcanmıştır. Dolayısıyla geç
budamalar çiçek gözü oluşumunu geciktirir ve olumsuz etkiler. Bu
nedenlerle en uygun budama zamanı, kışın geç, ilkbaharın erken
dönemleri olan Şubat-Mart aylarıdır. Bu dönemlerde Stopper-Aminostar uygulamasını tavsiye etmekteyiz.

Zeytin kanserinin yaygın olduğu yerlerde, hastalığın yayılmasını
azaltmak için budama yazın yapılmalıdır. Kış budamalarında ise budama
aletleri sık sık dezenfekte edilmelidir.

Ağacın yaşı ve budamadan beklenen amaca göre zeytinlerde yapılacak
budamalar; şekil budaması, mahsul budaması ve gençleştirme budaması
olman üzere üçe ayrılır.

Zeytin ağacı çok ise şekil budaması yapılmalıdır. Diğer meyve ağaçları
gibi zeytinlere de değişik şekiller verilebilir. Zeytin ağaçlarında
ise en uygun şekil "serbest goble"dir.

Verime yatmış ağaçlarda ise her yıl düzenli olarak mahsul budaması
yapılmalıdır. Mahsul Budamsında ilk önce kalın, kuru, odunlaşmış ve
bodurdalar kesilmelidir. Budama uç dallardan başlanarak geriye ve
içten dışa doğru yapılır. Bu arada hastalıklı dallar ve birbiri
üzerine binen dallardan alttaki dallar kesilmelidir.

Ürün verimi azalmış, taç kısmı dağılmış ve değişik nedenlerden zarar
görmüş ağaçların yeniden şekillenmesi için gençleştinme budaması
yapılır. Gençleştirme budaması bir yılda bitirilmez. En az 3-4 yılda
bitirilmelidir. Bu aylarda ağaçlarda sünme başlayacağından, ağaçlar
azotlu gübrelerden birisi ile gübrelenmelidir. Bu gübreler, amonyum
sülfat veya amonyum nitrat olabilir.

Mart-Nisan aylarında havalar ısınmaya başlayınca zeytin güvesi
zararlısının yaprak içindeki tahribatı başlar. Bunun için ağaçlara
herhangi bir insektisit (böcek öldürücü) atılmalıdır. Aynca mantari
hastalıklara karşı hazır bakırlı ilaçlarla veya "bordo bulamacı"
denilen ilaçla ağaçlar ilaçlanmalıdır.

Bahçe içindeki yabancı otlara karşı da mücadele yapılmalı ve orta
düzeyde toprak çapalanmalıdır. Yeni bahçe kurulacaksa, zeytin
fidanlarının dikimi de Mart ayında yapılmalıdır.

1.3. Mayıs-Haziran Aylarında Yapılması Gereken Bakım işleri
Mayıs - Haziran aylarında havalar kurak gitmiş ise, zeytin ağaçlarında
çiçeklenme başlamadan önce mutlaka sulama yapılmalıdır. Sulama işlemi
dört şekilde uygulanabilir;

        1-Tava sulama yöntemi,
          2-Karık sulama yöntemi,
          3-Yağmurlama sulama yöntemi,
          4-Damla sulama yöntemi,
          Özellikle su kaynağının diğer sulama yöntemleri için yeterli
olmadığı durumda damla sulama yöntemi en iyi neticeyi vermektedir.
Etkili yapılan damla sulamadan elde edilecek yararlar şu şekilde
sıralanabilir.

          - Ürün kalitesi ve verimde büyük artış sağlanır.
          - Yöntemle, bitki kök bölgesinde bitkinin gereksinim duyduğu
su sürekli sağlanmış olur.

          - Iş gücünden kolaylıkla yapılır ve gübreden tasarruf
sağlanır.

          - Toprak kaymak tabakası oluşmaz, bu nedenle toprak işlemesi
azalmış olur.

          - Erozyon söz konusu değildir.
        -Tesviyeye gerek yoktur.
          Bahar yağışlanyla veya sulama işlemlerinden sonra bahçelerde
görünecek yabancı otlarla mutlaka mücadele edilmelidir.

          Bu ayların en önemli konusu zeytin güvesi zararlısının çiçek
ve meyve nesiine karşı yapılacak ilaçlamalardır. Zeytin çiçekleri
tomurcuk halinde iken zeytin güvesinin dişisi tomurcuklara yumurta
bırakır. Yumurtadan çıkan larvalar (kurtlar) tomurcuk içindeki
döllenme organlarını yediği için açan çiçek sayısı azalmakta ve
sonuçta verim de azalmaktadır.

Dişinin yumurtasını bıraktığı dönemler takip edilerek larvalar
görüldüğünde veya yumurtadan çıkacağı zamanda ağaçlar insektisitlerle
(böcek öldürücü) ilaçlanmalıdır.

Zeytin tomurcukları daneye dönüştüğünde bu sefer zeytin güvesi
zararlısı daneler üzerinde zarar yaratmaktadır.

Zeytin danesi saçma iriliğine geldiği zaman zeytin güvesinin dişisi
dane ile sapın birleştiği noktaya yumurtasını bırakır. Yumurtadan
çıkan larva (kurt) danenin çekirdeğinin içine girerek çekirdeğin özünü
yemektedir. Çekirdek özünü yedikten sonra tekrar girdiği sap deliği
çukurundan çıkar. Bu arada sap ile dane arasındaki irtibatı kopardığı
için danenin dökülmesine neden olur. Bunu önlemek için dişinin yumurta
koyduğu dönem takip edilerek herhangi bir insektisit ile ağaç
ilaçlanmalıdır.

1.4. Temmuz-Ağustos Aylarında Yapılması Gereken Bakım İşleri
Temmuz - Ağustos aylarında dane irileşmeye ve yağlanmaya
başlayacağından sulama yapılmalıdır. Yabancı otlanma mevcut ise
çapalama yapılmalı veya ilaçlama ile otlarla mücadele edilmelidir.
Zeytin güvesinin daneye verdiği zarar temmuz ayında devam edeceğinden
ilaçlanmanın yapılması gerekir. Ayrıca zeytin karakoşnilinin kabuğunun
altından çıkan yavrulara karşı yazlık beyaz yağlafla ve
insektisitlerden biri kullanılarak ilaçlama yapılmalıdır.

Sulama bu ayların en önemli sorunudur. Susuzluk sonucu yapraklar
solar, daneler buruşur, kırışır sap kuruyunca da dökülmek zorunda
kalır. Bu aylarda muhafazası için toprak sürülmeli veya
çapalanmalıdır.

1.4. Eylül-Ekim Aylarında Yapılması Gereken Bakım İşleri
Bu aylarda yapılacak işler; ilaçlama, şu lama ve toprak işlemesidir.
Zeytin zararlılarından biri de zeytin sineğidir. Ozellikle eylül
ayında zeytin seneğinin dişisi zeytin danesinin 1 mm içerisine
yumurtasını bırakır. Yumurtadan çıkan larva, zeytin danesinde
beslenerek danenin bozulmasına neden olur. Bu daneler, her zaman
dökülmediği için hasat zamanı toplanıp havuzlanırsa, sonuçta kalitesiz
ve çürük zeytin elde edilir ki bu istenmeyen bir durumdur. Bunu
önlemek için dişi sineğin yumurta bıraktığı devreler takip edilmeli ve
bu dönemde özellikle sistemik etkili insektisitlerden biri ile
ilaçlama yapılmalıdır. Ayrıca mantari hastalıklara karşı hazır bakırlı
ilaçlardan biri veya bordo bulamacı ile ilaçlanmalıdır.

Havaların durumuna göre ağaçlar sulanmalıdır. Yabancı otlara karşı
bahçe çapalanmalıdır.

1.4. Kasım-Aralık Aylarında Yapılması Gereken Bakım İşleri
Bu aylar zeytinin hasat edildiği dönemdir. Kasım ayından itibaren
zeytin olgunlaştığı için hasada başlanır. Ağaçtaki zeytinler aynı anda
karanmadığı için hasat her zaman 1 defa yapılamaz. Hasat bazı yıllar
Ocak ve Şubat aylarına kadar sürebilir. Eğer hasat erken biterse,
toprak mutlaka derin sürülmelidir. Ayrıca gerek görüldüğü taktirde
Fosforlu ve Potasyumlu gübrelerle gübreleme yapılmalıdır.

Zeytin Pamuklu Biti : Mart - Nisan - Mayıs - Kısmi Haziran
Bordo Bulamacı zamanı: Hasat Sonu, Budama işlemleri bittikten sonra,
Erken ilkbahar Donlarına karşı (Nisan - Mayıs),

Erken Kış Donlarına Karşı (Eylül- Ekim)
Bordo Bulamacı
Hasat sonu atılırsa % 2 - 3
Budama işlemleri bittikten sonra, % 1.5 - 2
Erken ilkbahar donlarına karşı, % 1 - 1.5
Erken kış donlarına karşı, %

5 Ağustos 2012 Pazar

Erikte Tutum probleminin çözümü

ERİK YETİŞTİRİCİLİĞİ

Erikte meyve tutumu problemini DORR 5.15.0 BZN-DNGL-AMİNOSİT adlı ürünler ile aşabilirsiniz. Çiçeklenmeyi arttırarak meyve sapının kalınlaşması ve meyve tutumunu arttırır.

TARIM KREDİ KOOPERATİFİ VE PANCAR KOOPERATİFLERİNDEN TEMİN EDEBİLİRSİNİZ. KULLANIMI İÇİN BİZLERİ ARAYINIZ. AHMET METİN 0533 9688968
www.tarfen.com


ÖNEMLİ ÇEŞİTLER

Erik çeşitlerini, pratikte olgunluk zamanlarına göre erkenci, orta mevsim ve geçci, kullanılma şekillerine göre de sofralık, kurutmalık ve mutfaklık (konserve, reçel v.b.) olarak ayırmak mümkündür. Bu ayırma da hiç şüphesiz bir çok amaçlar için kullanılmaya elverişli olanlar daha çok önem kazanırlar.

Bugün Türkiyede yetişen erik çeşitlerinin bir kısmı yerli, bir kısmı da yabancı çeşitlerdir. Yerli çeşitlerimiz iki türden meydana gelmişlerdir. Bunlar Prunus cerasifera ve Prunus domestica türleridir. Prunus cerasifera türünden meydana gelen kültür çeşitleri "can erikleri" olarak tanınmaktadır. Başlıca can erikleri çeşitleri Aynalı, Can-1, Foça, Havran, Karşıyaka, Orta can ve Papazdır. Can-1, Havran, Orta can ve Papaz çeşitlerinin meyveleri genellikle yeşil erik olarak tüketilir. Bu tüketim şekli bizim ülkemize özgüdür. Bu nedenle yeşil olarak yenecek meyveler tam çiçeklenmeden 60-70 gün sonra hasat edilmeye başlanır, bu hasat olgunluk zamanına kadar devam eder. Prunus domestica türünden meydana gelmiş başlıca çeşitlerimiz Göynük, Köstendil ve Üryanidir. Bu çeşitler ilkbahar don olaylarından pek zarar görmezler.
GAP/BKİBınca GAP Bölgesi için yaptırılan Erik Çeşitlerinin Saptanması Araştırmasında Bölge için ümitvar çeşitler saptanmıştır. Bunlar verim bakımından sırsıyla Burbank (61.75 kğ/ağaç), Stanleley 40.37 kg/ağaç), Santa Rosa (37.00 kg/) ve Red Heart (33.50 kg/ağaç) çeşitleridir. 
3. İKLİM VE TOPRAK İSTEKLERİ
3.1 İklim İsteği
Erikler türlerine göre genel olarak değişik iklim şartlarında yetiştirilebilirler. Böylece, erik türlerini mutedil, sıcak mutedil ve soğuk mutedil iklim bölgelerinde ve hatta kış dinlenmesi kısa süren tür ve çeşitlerde, subtropik bölgelerde bulmak mümkündür.
Erik çeşitleri genel olarak badem, kayısı, şeftaliden sonra çiçek açtığı için bu türlere göre ilkbahar geç donlarından daha az zarar görür, olağan üstü durumlar dışında kış donlarından korkulmaz...
Yağışların iyi dağıldığı ve yıllık yağış toplamının 750 mmyi bulduğu yerlerde erikler sulamadan da yetiştirilebilir, ancak meyvelerin irileşmesi ve iyi kalitede olgunlaşmaları için yeteri kadar suyun bulunması gerekir.
3.2 Toprak İstekleri
Erikler toprak bakımından orta derecede seçici olarak kabul edilirler. Japon erikleri için en uygun topraklar humuslu, besin maddelerince zengin, yeter miktarda neme sahip sıcak topraklardır. Ağır topraklarda Avrupa erikleri Japon eriklerine göre daha iyi sonuç verirler. Drenajı kötü topraklarda badem, kiraz, kaysı ve şeftaliden daha iyi sonuç verirler. En uygun toprak pHsı 6.5-7 dir. 
4. YETİŞTİRME TEKNİĞİ
4.1 Çoğaltılması ve Kullanılan Anaçlar
Kültür erik çeşitleri tohum ve çelikle üretilmezler ve tek üretme yolu aşıdır. Fidanlıklarda en çok kullanılan aşı, durgun göz aşısıdır. Ekolojik şartların uygun olduğu yerlerde sürgün göz aşıları da kullanılabilir.Kültür erik çeşitleri için muhtelif erik türleri, şeftali, kaysı ve badem anaç olarak kullanılabilir. Anaç seçiminde ağaçlara verilecek boy, toprak tipi, hastalıklara dayanma gibi problemler rol oynar.P. Cerasifera Anaçları : Geniş çapta kullanılan bir erik anacıdır. Can erikleri, Avrupa erikleri ve Japon erikleri için uygun bir anaçtır.Can eriklerinin bazıları çelikle üretilmektedir. Yeşil çelik veya odun çeliği ile üretim bazı çeşitlerde oldukça başarılıdır. Ancak bu şekilde üretim sınırlıdır.
P. Cerasiferanın Myrobolan adı altında yaygın şekilde kullanılan anaçları mevcuttur. Myrobolan anaçlarının İngiltere ve Fransada seleksiyonla elde edilmiş bazı tipleri mevcuttur. Bu anaçlardan biri olan Myro 29 C kök ur nematoduna tamamen, meşe kök mantarına kısmen dayanıklıdır
P. Mariana Anaçları : Bir klon anacıdır. Bu anaç içerisinden kuvvetli gelişen iki tip seçilmiştir. Bunlar Mariana 2623 ve Mariana 2624 dir. Bu iki anaç ağır, nemli topraklara uygun olup kök ur nematoduna ve boğaz kanserine oldukça dayanıklıdır.
 
4.2 Bahçe Tesisi
Can erikleri ve Avrupa eriklerinin kendine verimli olanları dışında kalan bütün erik çeşitleri, mutlaka tozlayıcı çeşide ihtiyaç gösterirler. 
Kendine kısmen verimli veya kendine kısır çeşitlerle bahçe kurulacağı zaman çeşitlerin birbirini tozlayacak şekilde dikilmesi gerekir. Bahçede ikiden fazla çeşit bulunduğu zaman birbirinin tozlayıcısı çeşitler yan yana olmalıdır.
Erik bahçeleri genellikle bir yaşından aşılı fidanlarla tesis edilir. Kışı mutedil geçen ve fazla yağışlı olmayan bölgelerde fidanlar aralık ayından itibaren dikilebilirler.
Kapama erik bahçeleri genellikle kare şeklinde dikilir. Ağaçlara verilecek aralık mesafeler toprağın tipine, kullanılan anaca ve çeşidin büyüme kuvvetine göre değişir. Normal yetiştirme sistemlerinde erikler 5 x 5 m veya 6 x 6 m aralıklarla dikilir.
4.3 Yıllık Bakım İşleri
4.3.1 Toprak İşlemesi
Yağışı az bölgelerde toprak sonbaharda sürülür. İlkbaharda toprak tava gelince şubat sonu veya mart içinde ikinci ve mayıs ayında yapılan üçüncü sürümden sonra sulama kanalları açılır. Ağaçların dipleri çapayla işlenir. Yazın otlanma durumu göz önüne alınarak sürüm yerine, ot biçme tercih edilmelidir.
Erik kökleri toprak yüzeyine yakın bir kısımda yayılmış olduklarından derin toprak işlemesinden kaçınılmalıdır.
4.3.2 Sulama
Yağışın 750 mmnin altında olduğu bölgelerde sulamanın yapılması zorunludur. Erikler saçak köklü olduklarından ve kökler yüzeysel geliştiklerinden bunların su istekleri derin köklü meyve türlerine göre daha fazladır. Bu yüzden uzun süren kurak periyotlarda erik ağaçları duruma göre 8-12 günde bir sulanır.
4.3.3 Gübreleme
Verilecek gübre miktarının toprak analizlerine göre tesbiti en uygun olanıdır. Fosforlu gübreler kış başında, azot gübresi olarak kullanılan amonyum sülfat da kış sonunda, ilkbahar gelişmesi başlamadan önce verilmelidir. Bu gübrelerden başka dekara 3 ton çiftlik gübresi tavsiye edilmektedir.
4.3.4 Budama
Eriklere şekil budaması ve mahsul budaması olmak üzere iki tip budama uygulanır. P. cerasifera ve P. sülicina gibi çeşitler yayvan büyüme eğiliminde olduklarından bunların genç ağaçlarına goble şekli uygundur.Avrupa erikleri ise daha çok dik veya yayvan geliştiklerinden bunlara da değişik doruk dallı şekil verilmelidir. Şekil budaması uygulanırken genç ağaçlarda kesimler yapılmamalıdır. 
Aksi halde kuvvetli sürgünler meydana gelir, ağacın mahsule yatması gecikir. Mahsul budaması mümkünse her yıl, değilse iki yılda bir budama yapılmalıdır. Her yıl yapılırsa daha hafif olarak uygulanır. Budama esnasında eriklerde çiçek tomurcuklarının daha çok iki yaşlı dallar ile buket dallar üzerinde teşekkül ettiği unutulmamalıdır. Kırık ve kuru dallar en yakın bir yan dal üzerinden kesilirler. Taç içinde sıkışıklık yapan dallar ile birbirine rakip olarak değişen dalların birisi dipten kesilir.
4.3.5 Seyreltme
Erik çeşitlerinin özellikle sofralıklarda iyi bir ürün alınabilmesi için seyreltme yapılması gereklidir. Eriklerde budama hafif olarak uygulandığından meyve seyreltmelerine pek faydası olmamaktadır. Bu nedenle ya elle ya da kimyasal maddelerle seyreltme yapılır.
Seyreltme eriklerde meyve iriliğini arttırarak pazar fiyatı üzerine olumlu bir etki yapar. Dal kırılmalarını önler ve periyodisiteye eğilimi azalır. Yeşil olarak tüketilen can eriklerinde ağaçlardaki meyveler fasılalı olarak hasat edildiğinden her meyve toplama seyreltme yerine geçer.
4.3.6 Hastalık ve Zararlılarla Savaş
Mumya (Monilya) Hastalığı: Çiçek sürgünü ve yaprakların kurumasına, meyvelerin çürümesine sebep olan mantari bir hastalıktır. Sonbaharda hasta dallar ile siyah kabuklu mumya meyveler bahçeden uzaklaştırılmalıdır. Çiçekler ve meyve Thiophanate methl, Benomyl Captan, Dodine Thiramlı ilaçlardan biri ile ilaçlanmalıdır.
Yaprak Delen (Çil Hastalığı): Fungus yapraklarda delikler, meyve ve sürgünler üzerinde irili, ufaklı lekelerin meydana gelmesine sebep olur, tomurcukları kurutur. Sonbaharda hastalıklı dallar kesilip yakılır, Bordo bulamacı veya bakırlı preparatlardan biri kullanılır. Üçüncü ilaçlamada Zinebli ilaçlardan biri kullanılır.
Kırmızı Örümcekler: Yaprakların altında veya üstünde yerleşerek önce lokal olarak yaprak rengini bozarlar sonra bu durum tüm yaprağa, ağacın diğer yaprakları ile sürgünlerine yayılır. Meyveler yeterince beslenemez ve çok erken yaprak dökülmeleri olur. Kırmızı örümcekler belirlenen çeşitlerine göre özel ilaçlarla mücadelesi yapılır. Özel akarisitler (Chlorobenzilate-25, Dicofol-20, vb.) fungusitler (Benomly-50, Binapacryl 50, vb.) ve insektisit akarisitler (Diethion 50, formothion 25 vb.) kullanılan ilaçlardır.
Yaprak Bitleri (Aphis Spp): Bitki üzerinde koloniler halinde yaşayan, büyüklükleri 1-5 mm arasında değişen küçük böceklerdir.
Kanatlı ve kanatsız erginleri bulunur. Bitki öz suyunu emerek bitkiyi zayıflatır ve kurutur. Emme esnasında ifraz ettikleri tükrüklerindeki toksik ve tahriş edici maddelere göre değişen anormal büyümeler, deformasyonlar yaparak normal gelişmeyi engeller.
Yapraklar kıvrılır, kalınlaşır, köklerde anormallikler meydana gelir. Virüs taşıma ve enfekte etmek suretiyle çeşitli bitki hastalıklarının meydana gelmesine sebep olurlar. Ayrıca bitkilerin teneffüslerine engel olur.
Mücadelesinde kültürel tedbirlere önem vermek gerekir, aphid populasyonu artmadan görülür görülmez (insektisitler, parationlu veya malationlu ilaçlardan biri) ilaçlı mücadeleye başlanmalıdır.
Yaprak Büken (Cacoecia Sp.): Elma, kayısı, erik vs. gibi bir çok ağaçların tomurcuk, yaprak ve teşekkül başlangıcında meyvelerini yemek suretiyle zararı yapan polifag bir haşeredir. Larvalar tomurcuklarda zarar yapmadan veya yaprakları büküp arasına girmeden önce haşareye karşı ilaçlı mücadele uygulanır. Fenolojik olarak tomurcukların patlama döneminde ilaçlamanın yapılması uygundur. İlk ilaçlamadan sonra yaprakta zararı devam ediyorsa, larvalar yaprakları büküp içerisine girmeden ikinci bir ilaçlama daha gerekir. Kışlık yağlar, sistemik veya parationlu insektisitler kullanılır.
Cep Hastalığı (Taphrina Pruni): Bu hastalık erik meyvelerinde görülür ve meyveler deforme. olur, şekilleri bozulur, irileşir ve uzarlar. Hasta meyvelerde çekirdek oluşmaz. Bu tip meyvelerin hiç bir değeri yoktur. Kültürel tedbir olarak, üzerinde bol miktarda hastalıklı meyve bulunan dallar kesilip imha edilir. Bölgemizde fazla bir önem taşımayan bu hastalık için çiçek taç yaprakları % 70-80 döküldüğünde ilaçlı mücadele yapılmalıdır. Eriklerde monilya veya yaprak delen mücadelesi yapılıyorsa ayrıca ilaçlama gereksizdir.
 4.3.7 Hasat
Eriklerde hasat zamanı, üst ve zemin renkteki değişime, meyve eti sertliğine, suda eriyen kuru madde miktarına bakılarak veya tam çiçekten hasada kadar geçen süreye bakılarak tayin edilir.
Yeşil erik olarak değerlendirilen can eriklerinde ise hasat zamanı çekirdek sertliğine ve meyve iriliğine bakılarak saptanır.
Kurutmalık erik meyveleri ise ağaçlar üzerinde aşırı derecede olgunlaşıp bir miktar suyunu uçurup buruştuktan sonra hasat edilirler.
Erikler elle veya makinalarla iriliklerine veya ağırlıklarına göre boylanır. Seçme ve boylama standart tüzüklerine göre yapılır.
Erik meyveleri hassas olup kolaylıkla zedelenebilir olması nedeniyle küçük ambalajlara konulması iyi olur. Erik meyveleri genellikle saklanmaz. Bununla birlikte, ürünün birdenbire pazara sevk edildiği durumlarda fiyat düşmelerini önlemek için bir kısım meyvenin soğuk hava depolarına konması faydalı olur. Erikler en iyi olarak 0 oC veya -0.5 oC saklanabilir. Bu sıcaklık derecesinde domestica eriklerini 3-4 hafta, Japon eriklerini de 7-8 hafta saklamak mümkün olur. Kuru olarak değerlendirilecek erikler ya sergi yerlerinde tabii olarak güneşte kurutulurlar yada fırınlarda kurutulurlar. Kurutma süresi hava şartlarına bağlı olarak 6-10 gün sürer....

Bakteriyel hastalıklar-www.tarfen.com























































4 Ağustos 2012 Cumartesi

Armut Meyve tutumu problemleri

ARMUT MEYVE TUTUMU PROBLEMİ : ÇÖZÜM : Hasat sonunda yapraklar dökmeden DORR 5.15.0 BZN ürünümüzü kullanın. Yeni sezona ağaçlar yorgun girmesin.Gözler dolsun.  bOR KULLANIMI BEYAZ ROZET DÖNEMİ VE TAÇ YAPRAKLAR % 70-80 DÖKÜLDÜĞÜNDE YAPINIZ. 
BEYAZ ROZET DÖNEMİNDE, TOMURCUKLAR KABARDIĞINDA VE % 70-80  ÇİÇEK DÖKÜMÜNDE 3 uygulama dngl-aminosit-DORR 5.15.0 BZN adlı ürünleri kullanın.Sonuçlara şaşıracaksınız.Ürünleri Tarım Kredi Kooperatiflerinde ve Bayilerden temin edebilirsiniz.

ARMUDUN MORFOLOJİK VE BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ
MORFOLOJİSİ


Habitüsü: Armut ağacı daha çok dikine büyür. Doruk dalının yukarıya doğru uzaması ve yanlara doğru dallanmasıyla, çeşitlerde taç bir piramit şeklini alır.
Armutlarda gövde rengi genel olarak koyu gridir. Bununla beraber, gerek kabuk rengi ve gerek borkelerin şekil ve kalınlıktan çeşitlere göre değişir.
Tohumdan yetişen armut bitkilerinde kök kazık kök şeklindedir ve derinlere gider. İyi topraklarda ve sulanan yerlerde yan ve saçak kök oluşumu iyidir.

Dallar: Armutlarda dallar odun ve meyve dalları olarak ayntır. Meyve dalcıklarından topuz, kargı ve dalcıklar elmalardakine benzerse de burada daha genç dalcıkların erken meyveye yattıkları da unutulmamalıdır. Bundan başka armutlarda keselere elmalardan daha çok rastlanır ve bu dal şekli bir kısım çeşitlerde çok yaygındır. Armutlarda dalcıklar elmalardan farklı olarak çoğunlukla tüysüzdür.
Gözler: Armutlarda yaprak, sürgün ve çiçek olmak üzere üç tip göz vardır. Yaprak gözleri bir yıl önceki yaprakların koltuklarında teşekkül eden ince gözlerdir. Açıldıklarında tek tek yapraklar meydana gelir.
Sürgün gözleri daha çok dalcıkların uçlarında tepe tomurcuğu halinde olur. Uyanmaları ile kısa ve uzun sürgünler meydana gelir. Böylece dalcıkların büyümeleri ve tacın dallanması temin edilir.

Meyve gözleri dalcıkların uçlarında ve az sayıda olarak bazı çeşitlerde yaprak koltuklarında meydana gelir. Uçları sivri, kenarları keskin ve tüysüzdür.
Çiçek gözleri armutlarda da karışıktır. Yani bunlarda da bir göz içerisinde hem çiçek ve hem de yaprak yerleri vardır. Böylece çiçekler açıldıkları zaman ağaçta yapraklanma da olur.

Meyve: Yalancı meyve olup elmada olduğu gibi ovaryum ile çanak ve taç yapraklar ve stamenlerin alt kısımlarının birleşimi olana dokuların ( accessory ) birlikte gelişmeleriyle meydana gelmektedir.

Bazı çeşitlerin meyvelerinde ise taş hücreleri meydan gelir ve bunlar, meyve yenirken kumluluk hissi uyandırırlar. Taş hücrelerinde oluşumu çeşide bağlı olduğu kadar, toprak koşullarıyla da ilgilidir.

Döllenme Biyolojisi: Armut çeşitlerinden bazıları kendine verimli olarak bilinirse de yüksek bir meyve tutumu ve verimlilik sağlamak için karşılıklı tozlaşma gereklidir.

ARMUDUN EKOLOJİK İSTEKLERİ İKLİM İSTEKLERİ
Armut bir mutedil iklim ağacıdır.
Armut çiçek tomurcuklarının farklı gelişme dönemlerindeki dona dayanımları ( °C ):
Uyanan Tomurcuk -Patlayan Tomurcuk-Sıkı Demet Beyaz Tomurcuk
İlk Çiçek -Tam Çiçek-Çiçek Sonrası
%10 Ölüm
-9,4
-6,7
-4,4
-3,3
-2,8
-2,2
-2,2
%90 Ölüm
-18,0
-14,0
-9,4
-5,6
-5,0
-4,4
-4,4
Armutlar genel olara 7 °C nin altında 1000 - 1500 saat soğuklamaya ihtiyaç gösterirler. Bu türün bir çok çeşidinde yüksek kaliteli meyveler, yazları sıcak ve kurak yerlerde olur.

TOPRAK İSTEKLERİ

Armut toprak bakımından fazla seçici değildir. Bununla beraber, toprak ne kadar derin, geçirgen, sıcak ve besin maddelerince zengin olursa ağaçların gelişmeleri de o kadar iyi ve verimleri o nispette yüksek olur.

Buna göre bol verim ağaçlar ve yüksek kaliteli meyveler elde edebilmek için en iyi topraklar derin, sıcak, iyi drene edilmiş tınlı topraklardır. Armutlar için 60 - 70 cm derinliklerdeki bir toprak profili yeterli olmakla birlikte, biraz daha az derin topraklarda alt tabakanın kök gelişimine müsaade etmesi gerekir ki böylece kökler alt kısımlardan nem sağlayabilsinler. Armut bahçesi kurarken en sakınılması gereken topraklar yüzlek kireçli topraklar, kuvvetli alkali topraklar veya alt toprak tabakalarına doğru yüksek oranda kireçli su bulunduran topraklardır ki böyle yerlerde ayva üzerine aşılı armutlar, demir noksanlığından büyük zarar görürler.

Armutlar, topraktaki organik madde miktarının oldukça yüksek olmasını severler. Bu bakımdan zayıf topraklan çiftlik gübresiyle takviye etmek gerekir.
ARMUDUN YETİŞTİRİCİLİĞİNİN TEKNİK ÖZELLİKLERİ
ARMUT ANAÇLARI

Klon Anaçları:
Armudun en önemli bodur klonal anacı ayvadır. Ayvanın Quince A, B, C klonları dünyaca meşhur olup bunlardan en çok kullanılan QA anacıdır. Ancak bu anaç kireçli ve drenajı kötü topraklar için uygun değildir.
A.B.D' de son yıllarda OH X F seleksiyonları ( P. Comminus L), PQBA 29, QC anaç olarak kullanılmaktadır.
Armut Klon Anaçları:
OHXF 97:
Kök yayılımı çok azdır. Kökün tutunması, aşı uyuşması ve uniform yapı ve mahsuldarlık çok iyidir. Meyve
büyüklüğü ve erken verime etkisi orta derecededir.
Soğuk kış sıcaklıklarına, kumlu ve killi topraklara yüksek toleranslıdır. Mahsuldarlığa etkisi iyidir. Standardın % 100 kadar taç
yapmaktadır. Ilık kış ve sıcak yazlara, düşük pH' a, kloroza, nemli ve kuru topraklara karşı orta derecede mukavimdir.
Ateş yanıklığına ve geriye doğru ölüm hastalıklarına karşı çok toleranslıdır. Bakteriyal kanser ve kök funguslarına karşı
toleranslıdır. Yaprak lekesi, armut kütlemesi, kök kanseri, kök boğazı çürüklüğüne karşı orta derecede toleranslıdır.Pamuklu bite
karşı hassas, nematotlara karşı çok hassastır.
OHXF333:
Kök yayılımı çok azdır. Kökün tutunması, aşı uyuşması ve uniform yapı ve mahsuldarlık çok iyidir. Meyve büyüklüğü ve erken verime etkisi orta derecededir. Soğuk kış sıcaklıklarına, kumlu ve killi topraklara yüksek toleranslıdır. Standardın % 70 kadar taç yapmaktadır. Ilık kış ve sıcak yazlara, düşük pH' a, kloroza, nemli ve kuru topraklara karşı orta derecede mukavimdir. Ateş yanıklığına ve geriye doğru ölüm hastalıklarına karşı çok toleranslıdır. Bakteriyal kanser ve kök funguslanna karşı toleranslıdır. Yaprak lekesi, armut küllemesi, kök kanseri, kök boğazı çürüklüğüne karşı orta derecede toleranslıdır ( Rom ve ark. 1987 )
Ayva Klon Anaçları:
M QA ( Angers ):
Üzerine aşılı armut çeşitlerini bodurlaştırıcı etkiye sahiptir. Yabani armut anacı üzerine aşılanmış aynı çeşitlerin % 30- 60' ı kadar büyür ve ortalama olarak bir yıl daha önce mahsule yatar.

Araziyi ekonomik olarak kullanmak için sık dikilmeleri tavsiye edilir. Her ağaca bir herek verildiği zaman 3 x 4,5 m, tele alındığında 3x 2,5 m aralıklarla dikilmeleri tavsiye edilir. Bahçe performanstan da oldukça iyidir.

PQBA 29:
Provence ayvasından selekte edilmiştir. Standardın % 55 büyüklüğünde taç oluşturur. Güçlü, üretime ağır girer fakat yüksek verimlidir. Meyve kalitesi ortadır. Williams ve Abbe Fetel ile uyum gösterir fakat bu çeşitlerde ara anaç ile daha iyi sonuç verir. Armut göçürene, armut küllemesi, kök kanseri, pamuklu bite çok toleranslıdır. Yaprak lekesi ve ateş yanıklığına çok hassastır.

ARMUT BAHÇESİ TESİSİ
Armut bahçeleri, ya aşılı fidanlarla veya kurak koşullarda çöğür yetiştirip üzerine aşı yapılarak kurulmaktadır. Bahçe kurulurken bir yaşlı iyi dallanmış fidanlardan yararlanmak en iyisidir. Çünkü, fidanlık döneminde iyi dallanmış fidanlar erken meyveye yatarlar.

Armut bahçelerinde ağaçlar arasında bırakılacak aralık ve mesafeler ekolojik şartlara ve kullanılacak anaca göre değişir. Nemli bölgelerde ayva anaç olarak kullanıldığı zaman 2 - 3 m, orta boydaki ağaçlar için 3-5 m ve armut çöğürü üzerindekiler içinde 6 - 8 m aralık ve mesafe yeterli. Kıraçlarda ahlat anacı üzerinde bu mesafeler daha geniş tutulur.

YILLIK BAKIM İŞLERİ
Budama:

Modifiye- Lider sistemi terbiye şekli armutlar için iyi gelir. Durum elmadakinin aynısıdır. Armutlarda çok görülen ateş yanıklığı hastalığından dolayı, meydan gelecek dallardaki ölme ihtimali hesaplanarak 4- 6 ana çatı dalının gelişmesi sağlanır. Bunun için armutlardaki satın alınan fidan 90 - 120 cm yerine 120 -140 cm uzunlukta olursa daha iyi olur.
Budama elmalarda olduğu gibi çok hafif olmalıdır. Mahsule yatan ağaçlara hafif bir budama tatbik edilmesi ve yaygın bir gelişmenin temini için dal ve dalcık çıkarması yapılmalıdır.
Mahsul verme durumu bakımından armut çeşitleri iki gruba ayrılırlar:

1. Kısa meyve dalcıklı çeşitler, bu çeşitlerden Beurre Hardy, B. Bosc, Beurre Clairgeau, Lavvson ve Remish, Beauty' de yeni gelişme daima yeni kesim yerlerinde olur,
2. Kuvvetli meyve dalcığı ve sürgün meydana getiren grupta Williams, Eastar Beurre, Winter Nelis ve Patrick Barry çeşitleri vardır.

Birinci gruba giren çeşitlere, bol miktarda çiçek gözü teşekkül etmeleri için orta derecede bir budama yapılması gereklidir. Bunlarda keza, kısaltma ite dal ve meyve dalcıklarında seyreltmede tavsiye edilir, ikinci gruba giren çeşitlere ise çok hafif bir budama yapmak gerekmektedir.

Gerek kışın, gerekse büyüme mevsiminde ağaçlar kontrol edilerek, ateş yanıklığı hastalığı uyku devresinde iken yakalanmalıdır. Bunun için ağacın tepe gelişmelerine bakmak yeterli olur. Bunlara bulaşmış sürgünlerde yapraklar kış mevsimi boyunca kaldıkları için kolayca tanınırlar. Hastalık görülür görülmez hastalıklı kısmın hemen kesilip atılması ileride çok dal çıkarılmasını önlediği gibi hastalığı da frenler.
Gübreleme:
Gübrelemede esas, toprak ve yaprak analizlerinin yapılmasıdır. Buna göre de eksikler giderilmelidir. Armutlar genellikle azota karşı elmalardan daha çok tepki verirler ve meyvelerin kalitelerinde herhangi bir bozulma olmadan rahatça azot gübrelemesi yapılabilir. Ancak azot gübrelemesinde dikkate alınması gereken önemli husus ateş yanıklığıdır. Çünkü aşın sürgün büyümesi bu hastalığın etkinliğini çok arttırır.
Seyreltme:
Bartlett, B. Hardy, B.Bosc gibi çeşitler bazen her huzmede 3-5 meyve olacak şekilde meyve bağlarlar ki bunların sayısını 1 -2 ye düşürmek gerekir. Ancak seyreltmede ağaç üzerindeki ürün yükü de dikkate alınır eğer ağacın üzerindeki meyve tutumu yüksek değilse huzmelerde seyreltme yapmaya gerek yoktur.
Armutlarda elle seyreltme çiçeklenmeden 50 - 70 gün sonraya kadar yapılabilir.
Derim:
Bir ağaçta derim hiç değilse üç kez tekrarlanmalıdır. Derim olgunluğunun tayininde burada da meyve kabuğunun taban rengi, meyvenin daldan ayrılma durumu meyve etinin sertliği ve tam çiçekten olgunluğa kadar geçen süre dikkate alınır.

Elma da Meyve tutumu problemleri


ELMADA MEYVE TUTUMU

Bu Sorunu aşmak istiyorsanız.Hasat SonundaDORR 5.15.0 BZN ürünümüzü yapraklar dökülmeden kullanınız.Yeni sezona yorgun ağaçlarla girmeyin. Fare kulağında pEMBE DÖNEMDE  ve Çiçekler % 50-60 döküldüğünde 3 uygulama dngl-aminosit adlı ikiliyi kullanın.DORR 5.15.0 BZN İLE Sonuçlara şaşıracaksınız. 

1-ELMANIN EKOLOJİK İSTEKLERİ
1.1- İKLİM İSTEĞİ
Elma ılıman, özellikle soğuk ılıman iklim meyvesidir. Elma yüksek yaz sıcağından da hoşlanmaz. Sıcaklık 40°C’nin üzerine çıktığı zaman büyüme durur, daha yüksek sıcaklıklarda ise zararlanma görülmeye başlar.

2.2- TOPRAK İSTEĞİ
Toprak derinliğinin 2 metre veya daha fazla olması istenir. Elma yetiştiriciliği için en iyi topraklar optimal olarak 6.0-6.5 pH ve içerisinde normal kireci ve yeteri kadar humus ve nemi bulunan tınlı, tınlı-kumlu veya kumlu-tınlı geçirgen topraklardır.

ELMA BAHÇELERİNDE YILLIK BAKIM İŞLERİ
1-Toprak İşleme
Elma ağaçlarında toprak işleme kökün havalanmasını sağlar .Pullukla derin işleme yapılmamalı, diskharrow ile kök sistemini parçalamayacak derinlikte işleme yeterlidir.

2-Sulama
Elma ağaçları saçak kök sistemine sahip olduklarından dolayı diğer bir çok meyve türüne göre daha fazla su ister ve yüksek nemden hoşlanırlar. Elma ağaçları için en önemli sulama zamanı yazın yapılan sulamadır. Yaz sulamasına yağış durumuna göre Mayıs’ta başlanır ve bütün yaz boyunca devam edilir. Baharı kurak geçen yerlerde yaz sulamasına erken başlanırsa meyve tutumu artar ve meyve kalitesi de yüksek olur. Elma bahçelerini kurak bölgelerde; yerine göre 10 günde bir sulamak gerekir.

3. Gübreleme
Elma bahçelerine ilkbaharda azotlu gübre verildiğinde meyve kalitesi iyileştiği gibi dökülmede azalır. Fakat verilen azotlu gübrenin elmalar olgunlaşmadan evvel tükenmiş olması arzu edilir. Elma ağaçlarında fosfor ağacın büyümesini sağlar. Elma ağaçlarında potas eksikliğinde evvela yapraklarda sararma başlar, sonra kahverengi olan yapraklar tamamıyla kuruyup ölür.
Elma ağaçlarında yanmış çiftlik gübresi de verimin artmasını sağlar.

4-Budama
Elmada budama her yıl yapılmalıdır. Elma ağaçlarında yüksek verim için budama önemlidir. Her yıl buda yapılmalıdır. Öncelikli budanacak dallar hastalıklı ve zararlanmış dallardır. Elma ağaçlarında meyve seyreltmesi de ön görülür; elma ağaçlarında ki meyve tutumu genellikle arzu edilenden fazladır. Ağaçlar fazla meyve besleyemez, dolayısıyla kalite düşer. Bu sebeple mevcut meyvenin bir kısmının ağaçtan koparılması gerekir. Elmalarda açan çiçeklerin % 9’ unun meyve halinde elde edilmesi normal bir mahsul için yeterli görülmektedir.

5-Herekleme
Elmalarda hasat zamanına doğru meyve ağırlığında % 30-40 oranında artışlar olur. Bu ağırlıktan dolayı seyreltme ve budama yapılmayan ağaçlarda dalların aşağıya doğru eğilmesine ve hatta bazı dalların kırılmasına sebep olur. Bunu önlemek için dalların altına kalın dallardan yapılmış herekler konur.



6- Hastalık ve Zararlılar
Zirai Mücadele problemleri bakımından elma yetiştiricileri, meyve yetiştiricileri arasında belki de en şanssız olanlardır. Çünkü elmacılığın o kadar meseleleri vardır ki yetiştiriciler devamlı dikkatli olmak zorundadırlar, en küçük bir ihmal bütün emeği boşa çıkarabilir

Elma Ağacı Hastalıkları:
. Kara Leke Hastalığı
. Elma Küllemesi

Mücadelesi:
I- Sonbaharda yere düşen hastalıklı yapraklar müteakip yılın hastalık kaynağı olduğundan, toplanıp imha edilmelidirler.
II- Uygun dönemlerde uygun ilaçları atmak.

Elma Zararlıları:
Elma İç Kurdu
Elma Ağ Kurdu
Elma Pamuklu Biti
Kırmızı Örümcekler

Mücadelesi:
Uygun dönemlerde uygun ilaçları atmak.

7- Meyve Hasadı (Derim)
Elma meyve olarak ince kabuklu, çok nazik bir meyvedir. Meyveler hasat edilirken avuç içine alınmamalı, parmakla sıkılmamalıdır. Meyveleri toplama kovalarına koyarken ve boşaltırken çok dikkatli olmalıdır. Sebep olunacak küçük bir yara veya ezik depo çürüklüğüne sebep olan mantarlar için giriş kapısıdır.
Hasatta diğer bir noktada hasat zamanının doğru olarak tayinidir. Elma meyveleri ağaç olumunda hasat edilir. Meyveler yeme olumuna soğuk hava depolarında belirli süre tutulunca ulaşırlar.

8- Depolama
Hasat edilen elmalar pazara sevk edilinceye kadar depolarda muhafaza edilirler. Soğuk alanlarda muhafazası mümkündür.

KİRAZ MEYVE TUTUMU PROBLEMLERİ


Kirazlarda  çiçek yapısı ve döllenme: ÇÖZÜM DNGL VE AMİNOSİT MUHTEŞEM ÜÇLÜ DE VEDORR 5.15.0 BZN : Sap Kısmını kalınlaştırırak uzatır. Silkmeyi önler, Çiçeklendirmeyi arttırır. Meyve tutumunu arttırır.Arıları cezbedicidir. Tarım Kredi Kooperatifleri ve bayilerden temin edebilirsiniz.Aşağıdaki bilgilerin yanısıra Sarı Kiraz veya vişnelerden çiçek zamanı aynı döneme denk gelmesi şartıyla 1 dal kopartın. Turbonun arkasına bağlayın. Sürün. Tutumu arttırmak için yapılan bir yöntem. denemekte fayda var. tozlaşmanın artması, polen çimlenmesinin artışı için DORR 5.15.0 BZN  ve DNGL-AMİNOSİT ÜRÜNLERİNİ KULLANINIZ. YANINA BİRAZDA POTAS KOYUNUZ.  BOR VE ÇİNKO KULLANIMI TOMURCUKLAR KABARDIĞINDA VE PEMBE GÖZ DÖNEMİNDE 2 UYGULAMA ÇİÇEK DÖKÜMLERİNİN VE BAKTERİYEL HASTALIKLAR. IN AZALDIĞINI GÖZLEMLEYECEKSİNİZ. ARAYINIZ : 0.533.968 89 68 AHMET METİN

Kirazlar,  tozlanmanın arılarla olduğu entomofil bitkilerden olup, hermafrodit çiçek yapısına sahiptirler. Her bir çiçekte 5 adet çanak, 5 adet taç yaprak, 1 adet dişi organ ve 30–40 adet arasında değişen erkek organ ve taç yaprakların dip kısımlarında nektar bezleri bulunmaktadır. Kirazların meyve gözlerinde birden fazla çiçek tomurcuğu vardır. Kirazlar saf çiçek tomurcuğu yapısına sahip olup, bir gözdeki çiçek sayıları 6’ya kadar çıkar ve göz açıldığında demet şeklini alır. Çiçekler 2–4’ lü spurlarda veya uzun sürgünlerin alt kısımlarında bulunurTozlaşma olayı kısaca, çiçek tozunun erkek organlardan dişicik tepesine taşınmasıdır. Bu taşınma genellikle rüzgârla veya böceklerle, sınırlı olarak da değişik yöntemlerle meydana gelmektedir. Başarılı bir tozlaşma ve döllenme için fonksiyonel dişicik tepesinde çiçek tozunun çimlenmesi ve bunu takiben dişicik borusu içerisinde engellenmeden yumurtalıktaki embriyo kesesine kadar ulaşması şarttır.  Dişicik tepsi üzerinde çiçeklenme sırasında yapışkan  bir sıvı salgılanmakta ve bu yüzden nemli ve parlak görünmektedir. Çiçek tozu çimlenmesinde ilk adım çiçek tozunun dişicik tepesinin nemli yüzeyinden sıvı alarak genişlemesi ve çim porlarına doğru bir çıkıntı oluşturmasıdır. Çiçek tozunun dişicik tepesinde çimlenmesi, tozlanmadan hemen sonra meydana gelmektedir. Tozlayıcı böcek, bal arıları veya rüzgar yardımıyla dişicik tepesine ulaşan çiçek tozları buradaki nemli madde üzerinde tutunarak turgorla şişmeye ve çimlenmeye başlamakta ve tıpkı bir tohumun toprakta çimlenmesi gibi bir tüp şeklinde çıkıntı oluşturmaktadır. Bu yolla oluşan küçük tüpsü yapılar,  salgıladığı enzimlerle dişicik tepesindeki kitinsi yapıyı parçalayarak dişicik borusu içerisinde aşağıya doğru tohum taslağına ulaşmasıyla döllenme gerçekleşmektedir. tohum taslağına ulaşmasıyla döllenme gerçekleşmektedir.  Çiçek tozu tüpü, dişicik borusu içerisinde oldukça süratli büyür ve döllenme, her ne kadar sıcaklık ve diğer faktörlere bağlı olarak değişirse de, 1-2 günlük zaman içerisinde gerçekleşir. Uygun şartlar altında kirazlarda tozlanma ile döllenme arasında 9-120 saatlik bir süre geçmektedir. Çiçek tozu tüpü dişicik borusu içerisindeki büyümesi durduğunda yada çiçek tozu tüpünün tohum taslağına ulaşmadığı durumlarda döllenme gerçekleşmediğinden çiçeklenmenin hemen sonrasında kirazlarda yoğun bir meyve dökümüyle karşılaşılmaktadır.  Uygun şartlar altında kirazlarda tozlanma ile döllenme arasında 9-120 saatlik bir süre geçmektedir. Kirazlarda kendine uyuşmazlık nedeniyle başka bir çeşidin çiçek tozlarına ihtiyaç duyulmaktadır.
Döllenme olayında bor elementini rolü yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur. Birçok araştırmaya  göre  bor, bitki bünyesinde karbonhidrat ve protein metabolizmasında, hücre zarı, doku farklılaşmasında, oksin ve fenol metabolizmasında, membran permeabilitesinde, kök uzaması, nükleik asit, protein ve İndol Asetik Asit (IAA) metabolizması üzerinde çiçek tozu çimlenmesinde ve çiçek tozu çim borusu büyümesinde, sekerlerin taşınmasında, hücre duvarı yapısında, yaprağın uzama ve genişlemesinde, karbonhidrat, RNA ve IAA metabolizmalarında, solunum ve  transpirasyonu düzenlenmesinde, virüs ve fungal hastalıklara karsı olduğu  kadar böcek zararlarına karsı da dayanıklılık kazanmalarında önemli rol oynamaktadır. Borun bitkiler üzerindeki bu etkileri, elementin ortamdan çekildiği çalışmalarla ortaya konmuştur.
Meyve ağaçlarında, çiçek ve meyve gibi üreme organlarının bor kapsamı vejejatif organlara göre çok daha yüksektir.  Meyve ağaçlarından bol ürün alınması, ekolojik koşulların uygun ve yetiştiricilik tekniklerin doğru yapılmasının yanı sıra, açan çiçeklerde de meyve tutumunun fazla olmasına bağlı olduğundan generatif organların bor kapsamlarının belirli sınırlar arasında tutulmasını önemlidir. Bor elementi fotosentez sonucu oluşan şekerlerle birleşerek hücre dışına taşınmaktadır. Çalışmalar borun bazı meyve türlerinde sorbitol ve mannitol gibi alkollerle kompleks yaparak floem yoluyla taşındığını ortaya koymuştur. Bu nedenle yapraktan uygulanan bor floem yoluyla bazı meyve türlerinde kolayca egecin farklı organlarına taşınabilmektedir. Borun generatif organlarda gerekli düzeyde bulunması meyve tutumu ve çiçek tomurcuğu oluşumu açısından gereklidir. Aynı zamanda B noksanlığı belirtisi görülmeyen meyve ağaçlarında dahi yapraktan B uygulamasının badem, zeytin, elma, visne gibi çeşitli meyve türlerinde meyve verimini arttırdığı saptanmıştır. Bor meyve ağaçlarında sonbahardan itibaren  kabuk kısmından (floem) ilerleyerek tomurcuklara yakın odun dokularında birikmekte, tomurcukların kabarmaya başladığı dönemde hızla tomurcuklara  taşınarak  dişicik tepesi ve dişicik borusunda birikmektedir. Bu taşınma borun mannitol ve sorbitol gibi şeker alkolleri ile ester bağ oluşturmasıyla gerçekleşmektedir. Kirazlarda borun taşınması mannitol ile olmakta, bor çiçek tozlarının çimlenme gücüne ve dişicik borusu içerinde büyümesine etki ederken mannitol dişicik tepesinin  nemli kalmasını sağlamaktadır. Yapılan araştırmalar sadece döllenme aşamasında değil genç meyvelerde yüksek meyve tutumu için Bor miktarının gerekli düzeyde olması gerektiğini ve uygun bor düzeyinin toprak uygulamalarından daha çok  yaprak uygulamalarıyla sağlanabileceğini ortaya koymuştur.
Kirazda döllenme biyolojisi karmaşık bir olay olup birçok faktörün etkisi altında bulunmaktadır. Başta 0900 ziraat olmak üzere birçok kiraz çeşidinin kendine uyuşmaz olması, grup uyuşmazlığı göstermesi döllenme biyolojisi ve döllenmeye etki eden faktörlerin bilinmesini, meyve tutumu, verim ve meyve kalitesi açısından bazı dışsal uygulamaların yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Çiçeklenme ve döllenme biyolojisi, meyve tutumu üzerine etki eden faktörler aşağıda verilmiştir.

İklimsel faktörler

Kirazlarda ikiz meyve oluşumu çiçek tomurcuklarındaki morfolojik ayrım aşamasında çift pistil oluşumu nedeniyle  meydana gelmektedir.  Kirazlarda meyve tomurcukları Temmuz ayında oluşmaya başlamaktadır. Meyve tomurcuklarındaki  morfolojik ayrım aşamasında  havaların sıcak geçmesi  çift pistil teşekkülünü arttırmaktadır. Çift pistil oluşumu genellikle sıcak yaz koşullarından kaynaklansa da Early burlat’de olduğu gibi çift pistil oluşumu çeşit özelliği de olabilmektedir.  Çift pistilli çiçekler, birbirine bitişik yapıda ve ikiz meyve olarak adlandırılan anormal yapılı pazar değeri düşük meyveler olması nedeniyle kaliteyi olumsuz yönde etkilemektedir.Hasat dönemi oluşan yüksek sıcaklıklar ise meyvenin hızla olgunlaşmasını sağlıyarak kaliteyi olumsuz yönde etkilemektedir.

Ilıman iklim meyve türlerinden olan kirazlar, kış dinlenme döneminde soğuklara dayanıklı bir meyve türü olmasına karşın ilkbahar’da çiçeklenme zamanı meydana gelen geç donlar düşük sıcaklık zararlanmalarından oldukça fazla etkilenmektedir. Kirazların çiçek tomurcukları –2ºC, -4ºC’ ye dayanabildiği halde, açmış kiraz çiçekleri –2ºC ’de donmaktadır. Kirazların odunsu kısımları ise kış dinlenme döneminde –40ºC’ ye kadar dayanabilir.

Çiçeklenme döneminde düşük nispi nem ve yüksek sıcaklık anterlerin (erkek organ) olgunlaşmasını, patlayıp çiçek tozlarının çevreye yayılmasını teşvik etmektedir. Tam çiçeklenme dönemindeki şiddetli yağışlar çiçek tozlarını yıkayarak, tozlanmayı doğrudan engellediği gibi yağışlı, sisli ve sıcaklığın düşük olduğu havalar arıların faaliyetlerini, dolayısıyla tozlanmayı, buna bağlı olarak da döllenme ve meyve tutumunu olumsuz etkilemektedir. Çiçeklenme döneminde arıların uçuş periyotları boyunca, yağış miktarının düşük, hava sıcaklığının yüksek, rüzgarsız ve açık havalar arı faaliyeti için uygundur. Bu dönemdeki arı  aktivitesinin en fazla sabah 10:00 ile akşam 16:00 saatleri arasında olduğu görülmüştür. Ayrıca 12 ºC’ nin altında arılar neredeyse hiç faaliyet göstermezken, 13–20 ºC arasındaki sıcaklık derecelerinde ise arı aktiviteleri en üst seviyededir. Kirazlarda tozlama yapmak için ağaçları ziyaret eden böceklerin % 97’sinin bal arıları olduğu bilinmektedir. Kiraz ve vişnelerde özellikle bal arılarıyla meydana gelen tozlanmaya çiçeklenme dönemindeki olumsuz hava şartları dışında, kirazla aynı zamanda çiçek açan yabani hardal  gibi sarı ve beyaz çiçekli diğer bitkiler böcek aktivitesi yönünden rekabet meydana getirmesi sebebiyle olumsuz etki yapar. Bu nedenle bahçe içerisinde ve dışında özellikle çiçekli yabancı otların kontrolü önemlidir. Bal arıları beyaz ve sarı çiçekleri öncelikle tercih etmektedir.
Çiçeklenme dönemindeki yağışlar, tozlanma ve döllenmeyi olumsuz etkilemesinin yanında Monilia spp. gibi fungal hastalıkların artmasına da neden olmaktadır. Ayrıca meyvelerin olgunlaşması sırasında yağan yağmurlar meyvelerin çatlamasına yol açarak pazar değerini düşürmektedir. Çatlamaya karsı dayanım çeşitlere göre değişir. Çatlama kabukları elastiki olmayan çeşitlerde fazla su absorbsiyonu sonunda meydana gelmektedir. Absorbsiyon hızı az ve kabuğu elastiki olan çeşitlerde bu olay ya hiç olmamakta veya nispeten az olmaktadır. Bu nedenlerle olgunlaşma sırasında sık sık yağış alan yerlerde çatlamayan çeşitlerin seçilmesi tavsiye edilmektedir. Meyve çatlaması, sert etli kirazlarda daha fazla görülür. Sert etlilikle yağmurdan dolayı meyve çatlamasına dayanıklılık arasında doğrusal bir orantı olduğu ve sert etli kirazların kendi aralarında da dayanıklılık yönünden farklılıklar gösterdiği bilinmektedir. Lambert kirazı ise daha meyvesi yeşilken bile çatlama eğilimi gösterir.  Olgunlaşma döneminde osmatik proktektanların kullanılması çatlama oranını azaltmaktadır. Glycine betaine, mannitol gibi osmoproktektanların kirazda çatlamayı azaltığı, gibberellic asit uygulamalarının ise çatlamayı teşvik ettiği ortaya konmuştur.  Çatlamanın azaltılması için K/ca oranı da son derece önemlidir.  Kalsiyum uygulamalarının meyve büyüme döneminde yapılması  hücre  çeperinin elastik yapısının giderilmesi açısından önem taşırken sarı olum dönemindeki kendisi de bir ozmoprotektan olan potasyum uygulamaları önem taşımaktadır.

İlkbaharda çiçeklenme döneminde havaların serin geçmesi, birçok meyve türünde olduğu gibi kiraz çiçeklerinde de döllenmede aksaklıklara yol açmakta ve bunda düşük sıcaklıkların çiçek tozu çimlenmesi için yeterli olmamasında rol oynamaktadır.
Kirazlarda kış dinlenme isteklerinin yeterince karşılanmaması durumunda döllenme yönünden sorunlar oluşmaktadır. Ilık geçen kışlardan sonra, düşük soğuklama ihtiyacı gösteren çeşitlerin, yüksek soğuklama ihtiyacı gösteren çeşitlerden daha erken çiçeklenme göstereceği, dolayısıyla bu iki çeşidin birbirini tozlayıp dölleyemeyecekleri tespit edilmiştir. Tozlanma ile döllenme arasındaki süre kirazlarda 2-4 gündür.  Bu nedenle kiraz çeşitlerinin çiçeklenme sürelerinin ayni zamanda olması büyük ölçüde soğuklanma  ihtiyaçlarının karşılanmasına  bağlıdır.
Çiçek Tozu Canlılık ve Çimlenme Oranları;

Bitkilerde çiçek tozlarının canlılık ve çimlenme yeteneklerinin yüksek olması, döllenme ve dolayısıyla meyve tutumunun başarılı bir şekilde sonuçlanmasında büyük önem taşımaktadır . Yapılan çalışmalarda, çiçek tozu borusunun dişicik borusu içersinde gelişimine; çiçek tozu canlılık oranları ve çimlenme yetenekleri, ortam sıcaklığı, ortam nemi, pH derecesi, çiçeğin olgunluk derecesi, beslenme koşulları ve ana çeşit ile tozlayıcı arasındaki uyuşma düzeylerinin etkili olduğu belirtilmektedir.  Çiçeklenme döneminde düşük ve yüksek sıcaklıkların çiçek tozlarının canlılığını önemli ölçüde azalttığını, ayrıca çok sıcak ve kuru havaların, kuru rüzgârların dişicik tepesini kurutarak çiçek tozlarının çimlenmesini önleyebildikleri gibi çiçek tozu borusu büyümesini de olumsuz şekilde etkileyebildiklerini belirtmiştir. İyi bir çiçek tozu çimlenmesi ve çiçek tozu çim borusu büyümesi için ise ortam sıcaklığının 12–25 ºC, nispi nemin ise % 60–80 dolaylarında olması gerektiği belirtilmektedir. Bitkilerde çiçek tozlarının sağlıklı gelişmesi, canlılık ve çimlenme yeteneklerinin yüksek olmasının, döllenme olayının başarılı bir şekilde sonuçlanmasında büyük önemi vardır. Bir çeşidin çiçeklerinde üretilen toplam çiçek tozu miktarı yanında, morfolojik yönden normal gelişmiş çiçek tozu miktarının yüksek olmasının da önem taşımaktadır.  Morfolojik homojen olmayan, yani çeşide özgü irilik ve şekil özelliklerinden sapmalar gösteren çiçek tozlarının çimlenme olasılığının da düşük olmaktadır.

Tozlayıcı Çeşitlerin Meyve Tutumu Üzerine Etkileri;

Ekonomik bir kiraz yetiştiriciliği için 100 çiçeğin en az 25-40’ı meyveye dönüşmelidir. %25–40 meyve tutumu olursa iyi ve %40’dan fazla olursa çok iyi olarak kabul edilmektedir. Uygun koşullarda meyve tutum oranının %70-80’i bile geçebileceği belirtilmektedir. Ancak bu oran 0900 ziraat gibi kendine uyuşmazlık gösteren çeşitlerde % 5 ila % 10 arasında yıllara göre değişiklik göstermekte, bazı yıllar % 1’e kadar düşebilmektedir. Kiraz ağaçlarında yeterli miktarda tam teşekküllü çiçekler meydana gelse bile, ilkbaharın geç donları, seksüel uyuşmazlık, yeterli miktarda tozlayıcı çeşidin bulunmaması, tozlayıcı aktivitesindeki aksaklıklar ve çeşitli stres şartları yeterli ürün alınmasını engellemektedir.  0900 ziraat çeşidine uygun dölleyicilerin belirlenmesine yönelik ülkemizde çok sayıda araştırma yapılmıştır. Bilinen yabancı ve mahalli çeşitlerle yapılan bu çalışmalarda  Starks Gold, Merton Late, Lambert, Van, Larian, Sapı kısa, Kırdar, Gılli  gibi çeşitlerin uygun tozlayıcılar  olduğu belirlenmiştir. Son yıllarda Starks Gold (Sarı Kiraz) en yaygın tozlayıcı çeşit olarak kullanılmaktadır. Ancak 0900 ziraat tipleri ve tozlayıcı çeşitlerin çiçek açma zamanlarına göre meyve tutum oranları yıldan yıla değişiklik gösterebilmektedir.  Çiçek açma zamanlarındaki uyum ve uygun iklimsel koşullar meyve tutumunu belirleyen ana unsur olduğundan bahçe tesisi yapılırken  tek tozlayıcı çeşit yerine, birden fazla tozlayıcı çeşit bulundurulması gerekmektedir.
Çiçek ve Meyve dökümleri;

Kiraz ağaçlarında meyve dökümleri sık karşılaşılan bir durumdur. Döllenme ve fizyolojik olarak meydan gelen meyve dökümleri verimi doğrudan etkilemektedir.  0900 ziraat gibi kendine kısır çeşitlerde döllenmenin seyri çiçek ve küçük meyve dökümleri acısından önem taşımaktadır. Kirazlarda çiçeklenme bitiminden sonra yaşanan küçük meyve  dökümlerinin yanı sıra, meyve büyüme döneminde oluşan stres koşulları nedeniyle hormon metobolizmasındaki değişimler, bitki besin maddeleri eksikliği de dökümlere neden olabilmektedir.  Bitkisel hormonların meyve tutumu ve meyve büyümesi üzerindeki etkileri bilinmekte ve değişik meyve türlerinde yaygın şekilde kullanılmaktadır.   Çiçekler olgunluğa ulaştığında bünyesel oksinin minimum seviyeye inmesi, çiçeğin meyve tutumu yönünde gelişmeye başlaması için ikinci bir uyartıya gereksinimi doğurmaktadır. Partenokarp meyveler dışında, tüm tohumlu meyvelerde bu uyartının çiçek tozları sayesinde gerçekleştiği bilinmektedir. Çiçektozlarının tepecik ve dişicik borusu ile karşılıklı ilişkilerine bağlı olarak meydana gelen uyartı, yumurtalık çeperinde genellikle hücre uzaması şeklinde büyüme artışı sağlar. Çiçektozlarının bu uyartıyı oluşturmadaki etkileri, ihtiva ettikleri aktif uyarıcı maddeler yolu ile olduğu gibi, taşıdıkları bazı enzimlerin dişicik borusunda bağlı veya inaktif formdaki oksinlerin aktif hale geçirilmesi ile de olmaktadır. Çiçeklerdeki inaktif formdaki bu oksinler, değişik fizyolojik nedenlerle, örneğin çiçek tozu uyartısının olmaması ile aktivite kazanamaz ise, çiçek sapında döküm tabakasının oluşumu devam ederek çiçek dökümü gerçekleşir. Bu konuda ilk akla gelen, dişicik borusunun ihtiva edebileceği bazı engelleyici maddelerdir. Çiçek tozu borusunun gelişmesini önleyen bu maddelere dişi organ homojenatları adı verilmiştir.
Meyve büyüme döneminde stres koşullarının oluşması durumunda bitki bünyesinde artan Katalaz enzim aktivitesi ABA ve Etilen gibi yaşlılık hormonlarını sentezini artırmakta, özellikle etilen artışı meyve sapındaki döküm tabakasının oluşumuna neden olması sonucu meyve dökümleri gerçekleşmektedir. Meyveler yalancı olgunluk göstermekte, buruşmakta ve bir süre sonra dökülmektedir.  Meyveler,  hücre bölünmesi ve hücre büyümesi olmak üzere iki dönemden sonra olgunluğa ulaşmaktadır.  Bu dönemlerde özellikle iklimsel faktörlerin etkisi oluşan stres koşullarının etkilerini azaltmak, hücre bölünmesini ve hücre uzamasını teşvik ederek  meyve kalitesine yükseltmek için  hormon uygulamaları kiraz bahçelerinde önemlidir.